Arslan’dan bireysel başvuru çıkışı: İhlal kaynağı kurutulsun diye getirildi
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek ile Prof. Dr. İzzet Özgenç arasında yargı krizi nedeniyle “tuzluk” gerilimi yaşandı. 10Haber, Çiçek-Özgenç ikilisinin dünkü toplantısına katılıp uzlaşma görüşmesine tanıklık etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski hukuk danışmanı Prof. Dr. İzzet Özgenç önceki gün sabah saatlerinde sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek’in adının geçtiği bir mesaj paylaştı. Özgenç eski TBMM Başkanı ve eski Adalet Bakanı Çiçek’e yönelik şu çağrıyı yaptı:
“Başta Sayın Cemil ÇİÇEK olmak üzere, yaşadığımız Yargı krizi ile ilgili olarak Ankara’nın dehlizlerinde TUZLUK’suz ziyafet sofralarında ileri geri konuşanlar bir Devlet krizine dönüşen bu sorunun çözümü için, mazeret ileri sürmeden, inisiyatif almalıdırlar.”
Başta Sayın Cemil ÇİÇEK olmak üzere, yaşadığımız Yargı krizi ile ilgili olarak Ankara’nın dehlizlerinde TUZLUK’suz ziyafet sofralarında ileri geri konuşanlar, bir Devlet krizine dönüşen bu sorunun çözümü için, mazeret ileri sürmeden, inisiyatif almalıdırlar.
— İzzet Özgenç (@izzetoezgenc) November 12, 2023
İzzet Özgenç’in mesajının ardından Cemil Çiçek’i aradım, Trabzon’daydı ve “Birkaç saat sonra görüşelim” dedi. Çiçek’i ikinci kez aradığımda ulaşamadım ama bir süre sonra Çiçek kendisi telefon açtı ve “İzzet Hoca’ya ulaşamıyorum, mesajıyla ilgili konuşmak istedim, teyit etmek istedim” dedi. Cemil Çiçek “Lütfen siz de arar mısınız, ulaşabilirseniz bana haber verir misiniz?” diye rica etti. Ben de İzzet Özgenç’e ulaşamayınca Çiçek’e hesabın Özgenç’e ait olduğunu, bunun teyitli olduğunu anlattım. Çiçek de Özgenç’in mesajıyla ilgili kısa bir açıklama yaptı. Çiçek özetle şunları söyledi: “Kaynağını anayasadan almadan bir yetki kullanılamaz. Benim ne yetkim ne de imkânım var. Ben neden sorumlu olayım ki? Ben günlük kavgayla değil genel ifadelerle toplumda olan şeyleri zaten konuşuyorum. Siyaseten de benim yetkimde değil. Kararı verecek olan Meclis’tir.”
Cemil Çiçek ile yaptığım görüşmenin haberini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
Cemil Çiçek telefonu kapatırken “Ben yarın sabah İzzet Hoca’ya ulaşmaya çalışacağım, görüşme yaparsam sizi bilgilendireceğim” demişti.
Cemil Çiçek dün sabah aradı ve “Caner Bey, biz İzzet Hoca ile öğle saat 12’de buluşacağız, görüşme sırasında sizi arayacağım” dedi.
Çiçek tam verdiği saatte tekrar aradı. “Caner Bey biz İzzet Hoca ile buluştuk, kendisi yanımda. Bir yanlış anlaşılma yaşandığını söyledi ve benden özür diledi. Şimdi telefonu İzzet Hoca’ya veriyorum” deyip telefonu hem kendisinin, hem de İzzet Özgenç’in duyacağı şekilde hoparlör moduna aldı.
İzzet Özgenç mesajının yanlış anlaşıldığını söyleyerek “Bu konuyla ilgili toplantılar yapıldığını biliyorum. Yalnız bu toplantılarda Cemil Çiçek yer almadı. Ben o toplantılarda yer alan kişilerle ilgili eleştirilerde bulundum. Sorumluluk alabilecek olan kişileri uyarmak için bunları yazdım. Yargıdaki bu krizin çözümü için harekete geçmesi gereken kişilerin sorumluluk almamasına tepki gösterdim” dedi. Özgenç, Çiçek’ten özür dilediğini, sosyal medya hesabından açıklama yayınlayacağını da söyledi.
Telefonu kapatırken hem Cemil Çiçek, hem İzzet Özgenç aralarında sorun olmadığını, birbirlerine saygı duyduklarını ve fikirlerini önemsediklerini belirterek konuşmayı sonlandırdı.
Telefonu kapadıktan sonra İzzet Özgenç bahsettiği gibi bir sosyal medya açıklaması yaptı.
Özgenç’in açıklaması şöyleydi:
TUZLUK üzerine, … pic.twitter.com/3z8AshS4ME
— İzzet Özgenç (@izzetoezgenc) November 13, 2023
Cemil Çiçek ile İzzet Özgenç’i karşı karşıya getiren yargı krizi sürecini hatırlayalım.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Gezi Parkı Davası’nda mahkum olduktan sonra 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimde milletvekili seçilen Can Atalay hakkında hak ihlali kararı vermişti.
İstanbul 13. Ceza Mahkemesi’nin AYM kararını uygulayarak Atalay’ı serbest bırakması beklenirken, yerel mahkeme dosyada karar verme yetkisinin Yargıtay’da olduğunu belirterek dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım’da Can Atalay’ın mahkumiyet kararını onayan bir önceki kararın doğru olduğunu belirterek, AYM’nin ihlal kararına uymayı reddetti.
AYM’nin “Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını” kaydeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Yargıtay 3. Dairesi ayrıca Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için TBMM’ye bildirimde bulundu.
AYM-Yargıtay kavgasına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı Hayati Yazıcı “Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez” diyerek Yargıtay’a tepki gösterdi. AK Parti Grup Başkanvekili ve eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise “Yüksek yargı mercileri arasındaki çatışma görüntüsü, hukuk devleti ve mülkün temelinde yer alan adalet duygusu için endişe vericidir” sözleriyle tepkisi dile getirdi.
Yüksek yargı krizinde gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çevrilmişti.
Erdoğan’ın, Özbekistan’daki temasları sonrası uçakta gazetecilere açıklamalar 10 Kasım 2023’te medyaya yansıdı. Yargıtay’ın bir yüksek mahkeme olduğunu kimsenin inkar edemeyeceğini altını çizen Erdoğan, “Anayasa Mahkemesi bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir” dedi. Erdoğan’ın uçaktaki konuşmasında AK Parti’den Yargıtay’ın çıkışını eleştirenlere de tepki vardı. “Partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip, Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar” diyen Erdoğan şu uyarıyı yapmıştı: “Bizim birimiz hepimiz, hepimiz birimiz anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok.”
Erdoğan’ın uçaktaki açıklamalarının yayınlanmasından sonra Atatürk’ün ebediyete intikalinin 85’inci yılı dolayısıyla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Erdoğan bu kez “Biz, bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız” deyip konuyu anayasa değişikliğine getirdi. Erdoğan “Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır ancak anlaşılan o ki mevcut anayasamız ve dolayısıyla ona göre şekillenen yasalarımız, bu konuda da yetersiz kalmaktadır” dedi.
Yargı krizinde Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmayıp üyeleri hakkında Yargıtay tarafından suç duyurusunda bulunulmasına hukukçulardan tepki geldi.
Erdoğan’ın eski hukuk danışmanı Prof. Dr. İzzet Özgenç, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararına direnmesi ve AYM üyelerine suç duyurusunda bulunması üzerine ortaya çıkan yargı krizine dair Erdoğan’a bir açık mektup yayınladı.
İzzet Özgenç mektubunda “Etrafınızı saran veya çevrenizde tuttuğunuz ‘hukukçu’ geçinen çakallar yüzünden, somut hukuki sorunlarla ilgili düşüncelerimi size zamanında arz etme ve yönlendirme kabiliyetim ortadan kalkmıştır” dedi.